1.GÜN
 |
1.Gün Rotamız ( 308 km ) |
Kullanılan Araçlar :
- Denizli-Tavas makası: Akyaka’ya tatile giden çift, Volkswagen
- Tavas makası-Çavdır-Antalya Konyaaltı: Bayburtlu müteahhit abi, Mercedes C180
- Konyaaltı-Çamyuva: Turizmci abi, Hyundai starex minibüs
- Çamyuva-Olimpos: Olimpos’a tatile giden çift, Doblo tipi araç
Sabah 8'de Burakla buluşup Kınıklı Pekdemir'e kadar yürüdük ve otostopa başladık. Duran araç olmayınca bir süre bekledikten sonra yavaş yavaş ilerleyerek otostopa devam ettik. 30-40 dk geçmesine rağmen hiçbir araç durmuyordu, ilk otostopumuz olduğu için bu durum bizi olumsuz etkilemişti turun zor geçeceğine dair düşünceler uçuşmaya başladı kafamızda. Derken Kampüsü geçtikten sonra tekrar durup otostopa başlamıştık ki bir araç bizi geçtikten sonra geriye gelip yanımıza yanaştı. Böylelikle ilk otostop maceramız Tunç abilerle başlamış oldu. Tunç abi sevgilisiyle Akyaka'ya tatile gidiyormuş.Akyaka'ya gitmek istersek Akyaka'ya kadarda bırakabileceklerini ekleyerek bizi Tavas makasına kadar bırakabileceklerini söylediler. Muhabbet ilerledikçe Denizli'ye gelirken Afyon'dan aldığı otostop madurlarını anlattı. Aynı bizim hesap biri Makine Müh. biri Tıpçı iki arkadaş Denizli'den Nevşehir'e otostop macerasına atılmış. Ancak bu maceraları Afyon'a kadar sürmüş beklemeye dayanamamıp Tunç abilere atlayıp Denizli'ye dönmüşler. Bu da oldu mu bize ikinci darbe. İlaç sektöründen olan Tunç abi ile Burak Tavas makasına kadar muhabbetlerine devam ettiler.
 |
Bayburtlu Abiyi Beklerken (İlk Resmi Otostop Karemiz / Tavas Makası) |
Makasta bir süre bekledikten sonra virajda sağa bir araç yanaşıp nereye gideceğimizi sordu ? Antalya cevabını alınca bizi Burdur'a kadar götürebileceğini söyledi. Sonradan öğrendik ki Burdur'da kısa bir işi varmış daha sonra tekrar Antalya'ya devam edecekmiş.Muhabbet ilerledikçe anladık ki bizi alma sebebi daha önceden yeğenlerinin de İstanbul'dan böyle bir otostop macerasına atılmış olmasıymış. Yol boyuncada bu durum değişmedi bizi alanlar ya gençliğinde kendileri otostopa çıkmış ya tanıdıkları, çevreden birileri otostopa çıkmış yada daha önceden aracına otostopçu almış kişilerdi. Burdur ayrımında biz araçtan inip otostop için bir ağaç gölgesine doğru ilerliyorduk ki yanımıza bir araç yanaştı... Bir de baktık ki bizim Bayburtlu abi camı indirip bize sesleniyor : '' Atlayın uşaklar ! ''. İşi iptal olmuş direk Antalya'ya geçecekmiş. Yol uzundu ama Mercedes'te canavardı. Acemi şansı bu olsa gerek bu kadar uzun yol ancak bu kadar konforlu bir şekilde en kısa sürede ancak bu şekilde alınabilirdi. Muhabbet ilerledikçe Bayburtlu abi otostopçulara karşı neden mesafeli olduklarını kendince açıklıyor. Birincisi herkesçe kabul görmüş zaman kötü, herkese nasıl güvenebiliriz. İkincisi ise her hangi bir kaza olayında can kaybı yaşanırsa sürücüye yüklenen kan parası ve sorumluluk diye açıklıyor.
 |
Konyaaltı Otostopçuları. |
Konyaaltın'da inip bir müddet yürüyüp çevre yoluna ulaşıp otostopa başladık.Bir süre sonra yanımızda bir Hyundai minibüs yanaştı yolumuzu sordu, Çıralı cevabımız üzerine bizi Kemer'e kadar alabileceğini söyledi. Memleketi Muş olan bu abimiz de turizm ile ilgileniyormuş. Kemer'e varınca bizi biraz daha ileriye atabileceğini söyledi kabul edince bizi Çamyuva girişinde bıraktı. Böylece geriye sadece 30 km kalmıştı. Otostopa başlayalı daha 10 dk. olmuştu ki ardımızdan bir sesle ürperdik : '' Nereye La! '' :)
-Çıralı'ya Abi.
- -Atlayın arkaya.
Sonradan yolda anladık ki bu güzel çift bizi geçerken görmüş sonradan almaya karar verip bizi almak için geriye dönmüşler. Teşekkürlerimizi bir kez daha iletiyoruz kendilerine ve yolculuğumuzu soruyorlar. Anlattıklarımız hoşlarına gidiyor abla hemen abiye bizde çıkalım bir gün diye gaza geliyor ardından bir selfie aldılar. Herkesin keyifleri gıcır... Kendileri Olympos'ta konaklamalı tatile çıkmışlar. Abla bize neden ilk onlarla Olympos'a gidip oradan Çıralı'ya geçmediğimizi sordu ve bu bize de daha mantıklı gelip onlarla Olympos'a kadar gittik. Böylece hem ana yoldan sahil şeridine de araçla inecektik, hem Olympos'u gezerek çıralıya sahil yolundan ulaşacaktık. Olympos'a gelince onlar pansiyon aramaya bizde Olympos'u gezmek için bir kez daha teşekkür edip ayrıldık. Giriş kapısında Burak'a müzekart aldık içeriye girerken arkamızdan abla bize seslenip elinde çadırımızla yanımıza geldi. Fazla parça çantayla yola çıkmanın dezavantajları ortaya çıkmaya başlamıştı.
 |
Kenti İkiye Ayıran Nehir Yatağı Bir Kanal İçine Alınıp İki Yanı İskele Olarak Kullanılmış. |
 |
Antik Dönemde Kenti İkiye Bölen Nehir Yatağı |
Olympos'a girdik. Sırtta çantalar çantada matlar,tulumlar, elde çadır bizi gören ören yeri görevlileri her seferinde aynı uyarıda bulundu; ''Gençler Olympos'ta gece çadırlı konaklamak yasaklı!''. Caretta carettaların yumurtalrından dolayı olduğu söylendi. Bizde Olympos Antik Kentini gezip buranın sahilinde denize girip konaklama için Çıralı'ya geçmeye kara verdik.
Olympos Antik kenti içinde küçük bir gezinin ardından sahile ulaştık. Sahili gerçekten görülmeye değerdi. duş, wc ve soyunma kabinleri mevcut. Yasak olmasına rağmen gece kaçak çadırlar kuruldu. Gece çadır yeri ararken tekrar geldiğimizde 3-4 çadır görmüştük. Olympos sularında bolca deniz sefası yaptıktan sonra soyunma kabinlerine gidip Çıralı'ya devam etmek için hazırlandık. Tam yola koyulmuştuk ki yanımıza üstü başı perişan halde bir genç yanımızdan geçerken arkasını dönüp son derece kibar bir şekilde sigaramız olup olmadığını sordu.
İlk bakışta yarı çıplak vücudunda yamalı pantolonu ve kemer niyetine bağladığı eski bir ip göze çarpıyordu. Elinde uzunca bir sopa ve son derece halsiz bir tavırla ona dayanarak yürüyordu. Saçı başı sakalları birbirine girmiş uzun zamandır bakımsız bir haldeydi. Nereden gelip nereye gittiğini sorduğumuzda; Hatay'dan yola çıktıklarını ve uzun zamandır yollarda olduklarını para buldukça ücretli paraları olmadığında otostopla yolculuk ettiklerini anlattı. Gece çadır kurup kuramayacağımız konusundaki soruya istediğimiz yere çadır atabileceğimizi ama bunun için geceyi beklememiz gerektiğini söyledi. Hatta bir kaç tane sabah güneşine karşı gölgelikli yer bile önerdi. Su ihtiyacımızı Olympos'ta bulunan derenin ağzından soğuk bir kaynak suyu sayesinde karşılayabileceğimizi anlattı. Katılmak istersek Fethiye'de ki yapılması planlanan Rainbow buluşmasından bahsederek davet etti. Farkında olmadan Hippilerle ilk tanışma sahnem bu olmuştu. Yanından ayrıldığımızda Burak bunun bir hippi olabileceğini söyledi. Ben ise daha önceden isimlerini bile duymamıştım kısa bir internet araştırmasından sonra hippi olduklarına emin olduk. Yolculuğumuz boyuncada bunlardan epeyce gördük.
 |
Olymos Antik Şehrinin Krokisi |
 |
Olympos Antik Şehri Girişi |
 |
Olympos Harabeleri |
 |
Kaya Mezarları |
 |
Olympos Sahili |
Çıralı'ya ulaşınca hava daha kararmadığı için Yanartaş (Khimera) yönüne ilerlemeye başladık. Çıralı sonundaki camiyi görünce oraya yöneldik soğuk su, elektrik, wc ihtiyaçlarımızı buradan karşıladık. Akşam yemeği için pilaki konserveleri de burada yedik. Daha sonra vakit ilerlediği için geri Çıralı sahiline döndük. Hava kararmıştı Olympos'a doğru çadır yeri için keşfe çıktık. Olympos'a ulaşınca Hippilerin ateş yakıp garip çalgı aletleri ile birşeyler çalıp şarkılar söylediğini işittik sahilde bir iki çadır daha vardı. Çıralı'nın daha güvenli olduğuna karar verip geri döndük ve Çıralı sahile çadırımızı kurmak için kamp lambamızı yakıp hemen hazırlıklara başladık.
 |
Çıralı Camiisinden Sahile İnerken Yol Boyunca Bungalow, Kamp Alanı Gözlüyoruz. |
 |
Çıralı Sahili Boyunca Balık Restoranları |
Bu kısa keşif yürüyüşümüzde Çıralı'da restoran, pansiyon fiyatları Olympos'a göre daha pahalı olduğunu gözlemledik.
Çadırımızı kurup içine girince acı gerçekle karşılaşıyoruz gece düşmek bilmeyen sıcaklık boğucu nemle birleşince çadırımızın içinde durulmayacak bir hal aldı. Üst tenteyi açıp bir süre çadır kapısını açtık. Bir ara ben bir süre serinlemek için sahile uzanıp geri geldim. Yanınızda değerli eşyanız yoksa en güzeli gece kimsesiz öylece sahile terk edilen şezlonglara uzanıp uyumak. Sabah uyandığımızda şezlongta sabahlayanları gördük. Nitekim bizim yanımıza çadır kuran 3-4 kişilik bir grup geçte çadırı indirip çadırın önüne dizilip, öylece sızıp kalmışlardı.
 |
İlk Çadırımızı Çıralı Sahiline Kuruyoruz. Dışı sizi içi bizi yaktı:) |
2.GÜN
 |
2.Gün Rotamız (47km) |
Kullanılan Araçlar :
- Çıralı-D-400 Çıralı yol ayrımı: Burdurlu aile , 7 kişilik Ctiroen
- D-400 Olimpos yol ayrımı-D-400 Adrasan yol ayrımı: Tatile giden 2 genç, Seat
- Belen köyü-Adrasan sahil: Pikabın açık kasasında yaklaşık 15 km
- Adrasan sahil-D-400 Adrasan yol ayrımı: Çıralı’ya dönen Ersin abi, Fiat
- D-400 Adrasan yol ayrımı-Kumluca: Doblo tipi aracın kapalı kasasında
- Kumluca Shell önü-Finike: Gece otostopu, Tofaş Şahin
Sıcaktan dolayı ara ara uyanarak geçirdiğimiz gecenin ardından gözlerimizi açıp çadırın kapısını aralayınca miss gibi bir manzara karşılatık. Karşımızda Olympos Dağı, hemen önümüzde hala uyanamamış miss gibi bir deniz, neredeyse yüzeyinde tek bir kıpırtı var dağların ardından güneşin kızıllığı bu çarşaf gibi yüzeye yansıyordu. Tabi sahilde sabah sporunu yapan orta yaş grubu bir toplulukla 2 çift sevgilinin amuda kalkma hareketlerini fotoğraflamasını da bir süre izlemedik değil. Sabah erkenden sahildeki otel pansiyon restoranların wcleri ücretsiz olarak kullanılabiliyor.
 |
Sabah Çadırımızı Açınca Karşılaştığımız Olympos Manzarası |
 |
Gece Sıcaktan Dolayı Dış Tentenin Bir Kısmını Açtık. |
 |
Abartıyoosunn Ne Kadar Sıcak Olabilir Ki Demeyin Aaa Dostlar ! |
Soğuk su ihtiyacımızı yine camiden gideridik Dönerken minibüs durağındaki bir şöfordan Adrasan, Gelidonya Feneri'ne ulaşım hakkında bilgi aldık. Olimpos’tan Adrasan’a kadar 5tl gibi cüzi bir miktar ödeyerek otobüsle gidilebiliyormuş.Biz tüm tur boyunca otostopla tamamlama hedefinde olduğumuz için anayola kadar yürümeye karar verdik. Anayola ulaşmak için epey bir tırmanmanız gerekiyor bunun yerine sahilden 16km'lik bir sahil yolu ile de ulaşım sağlanabiliyormuş.Ayrıca Adresan'a da Gelidonya Fenerine de Likya Yolu üzerinden ulaşmanız mümkünmüş. Bu şekilde bol meaceralı bir şekilde Gelidonya Feneri'ne ulaşabilyormuşsunuz ancak 16km'lik bu Likya Yolunda hiçbir su kaynağı yokmuş.Bu yolu devam ettirebilirseniz Korsan Koyunu bile görebilirmişsiniz. Ancak bu yolculuk için gün doğmadan yollara düşmek daha mantıklı olsa gerek.
 |
Çıralı Merkezde Her Türlü İhtiyacınızı Karşılayacak Çarşı, Pazar, Market, Restoran, Cafe mevcut |
 |
Çıralı çıkışında Birçok Asortik Mekan Mevcut |
 |
Camcı Burak |
 |
Bungalowlar Her Türlü Şirinlik İle Donatılmış |
 |
Siz Bungalowsunuz Olum Bahçe Düzenlemesi Ne Harcınıza |
 |
Çıralı Sayısız Çeşit Konaklama İmkanı Sunuyor Size.Fiyatların Bu Taraflarda Uçmuş Olmasının Nedeni Bu Olsa Gerek |
Bu yol bizim fazla zamanımızı alacağı için ve yüklerimizle bu sıcakta o yolu yapmak baya zor olacağı için bu yolu başka bir zamana bırakıp ana yola doğru tırmanmaya başladık. Ancak bu yol bizi beklediğimizden fazla yordu ve gücümüz tükenmek üzereyken yanımızdan geçip giden bir araç ileride durdu. Ben araba yanımızdan geçerken içerisine baktığım için bizim için durmadığını biliyordum çünkü araç tıklım tıklım doluydu. Ama araç bize doğru geri geri geliyordu yanımıza yanaşınca ben hala bizi alacağına inanamıyordum bir yer sormak için geldi diyordum. Ancak abi nereye gittiğimizi sorduğunda anlayabildim.Burdurlu ailenin 4 çocuğu arka koltuğu doldurmuştu bile ona rağmen bu sıcakta bizim bu yolu yapmamıza yürekleri el vermemiş sağolsunlar ana yola kadar bir şekilde bizi araca aldılar. Biz ilerledikçe yürüyerek devam etsek ne kadar zorlanacağımızı daha gerçekçi bir şekilde görmüş olduk. Ana yola ulaşıca yine bir minübüs durağında birşeyler atıştırıp biraz soluklandık bu arada az önceki yolu 2 mtb ile tırmanarak gelen Antalyalı bisikletçilerle ayak üstü kısa bir muhabbet ettik. Günü birlik Çıralı'ya tura çıkmışlar şimdide geri dönüyorlarmış onları uğurladıktan sonra ana yola çıkıp otostopa başladık.
 |
Çıralı Sapağındaki Minibüs Durağı (Çıralı-Olympos-Adrasan Arası) |
İlk hüsran günümüz bu olsa gerekti uzun bir süre otostop çekmemize rağmen onca araçtan hiçbiri durmuyordu. Bu yol bizim iki saatimizi aldık bu süre boyunca hem ana yolda yürüdük bir yandanda sürekli otostop çektik ama 20km için (Adrasan sapağına kadar) 2 saat bekledik. Bu arada otostop çekerken uzaktan bir yol bisikletli turcu göründü hemen anladık ki bu bizimle aynı gün Denizli-Antalya- İzmir Turuna çıkan Çağlar Çağlayan idi. İlk gün 255 km gidip Kemer’i geçtikten sonra Göynük’te kamp yapmış. Biraz muhabbet ettikten sonra yoluna devam etti.
 |
Çağların Tur Bisikletine Dönüşen Yol Bisikleti :D |
Biz ise otostopa kaldığımız yerden devam ediyorduk. Bir süre daha bekledikten sonra yanımızda bir Seat durdu. Hmen arka koltuğu boşaltıp çantaları bagaja atıp bize yer açıyorlar. Kaş' kadar bizi atabileceklerini söyleyen bu 2 genç tatilci meğersem ağır mühendis çıktılar. Biri makineci biri inşaat :) Ortam bir anda mühendislik kantinine dönüyor oleey !! 2 saat bekledikten sonra Kaş'a basıp gitmek ne kadar cazip gelsede Adrasan'ı görmeden geçmeyeceğiz diye diretip Adrasan sapağında vedalaşıp iniyoruz. Yol yokuş aşağı olduğu için hem yürüyüp hemde otostop çekmeye karar veriyoruz derken bir köye denk geliyoruz- Belen Köyü- su ihtiyacımızı karşılamak için yine bir köy camisine dalıyoruz. Öğle vakti olduğu için namazdan sonra cemaatle tanışıyoruz. Caminin genç imamı tam bir köylü imamı çıkıyor. Millet yolda güvenip arabaya almıyorken bu çıkıp bizi evine götürüp öğle yemeği ikramında bulunuyor. Kendisi yenice Doğu görevini tamamlayarak tayinini köyüne aldırabilmiş. Yemek arası Doğu'da ki yaşanan gergin ortam hakkında birkaç yaşanmışlığını anlatıyor bize. Şaban Hocamıza da buradan sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz.
 |
Bu Da Şaban Hoca'nın Ufaklığı. Yemek Boyunca Mızmızlarıyla Bize Eşlik Ediyor. |
Bu nazik davetinden dolayı Şaban Hocamıza tekrar teşekkür edip tekrar yolumuza dönüyoruz. Yolda otostop çekerek ilerliyoruz tam otostopu bırakıp yürümeye başlıyoruz bir araç yanımıza yanaşıyor. Pikapta sadece açık kasada yer olduğunu söylüyorlar hiç düşünmeden atlıyoruz nede olsa 15km'lik bir yolumuz var. Ve Adrasan'a Pikap kasasında iniyoruz.
 |
Adrasan Sahili |
 |
Gelidonya Feneri'ne Arkamdaki Araçların Bulunduğu Yoldan Geçiliyormuş. |
Adrasan'a girer girmez yine zabıta kılıklılar bizim çanta, çadır, mat takımını görünce gece sahilde kamp kurmanın yasak olduğunu başımıza birşey gelirse sorumluluk kabul etmediğini söylüyor. Ama biz gece yine sahile çadır atma niyetindeyken bir anda Adrasan'nın denizine de doyup bir risk alıp Kaş'a kadar nereye ulaşabilirsek yola koyulmaya karar verdik. Hemen yola çıkmıştık çünkü vakit akşam vaktine epeyce yakındı. Adrasan çıkışında otostopa başaldık ve bu kez yanımıza bir Fiat yanaştı. Çıralı'da ki fiyatlardan dolayı Adrasan'ı tercih eden Ersin abi Çıralıya dönüyormuş, bizi Adrasan sapağına kadar çıkarabileceğini söyledi.
 |
Gece Otostopuna Adım Adım - Gözü Karalar. (Adrasan Sapağı) |
Adrasan Sapağı'nda başladık otostopa burdan da Kumluca'ya gitmekte olan bir abinin Doblo tipli aracında kapalı kasada yolculuk ettik. Kumluca'ya bir önceki yaz uğradığım için biliyorum pek konaklama yeri değil seracılıkla geçinen bir ilçe. Konaklama düşünüyorsanız biraz daha yol yapıp konaklama konusunda daha fazla alternatifi olan Finike'ye ulaşmak daha mantıklı. Ancak biz Kumlucaya ulaştığımızda hava kararmaya başlamıştı. Kumluca merkezde yanımızda ki konserveleri kullanarak akşam yemeğini hızlıca geçiştirip ana yol üzerinde bulunan Shell İstasyonu'na kadar yürüdük. Hava epeyce kararmıştı. Böyle bir durumda Kumluca'da konakla mecburiyetinde kalırsanız bu Shell istasyonu kullanılabilir. Biz ise gözümüzü iyice karartıp ilk otostop turumuzda gece otostopuna başladık. Hava karardığı için araçların durma şansının daha azaldığını biliyorduk ama otostopa devam ediyorduk. Zaman ilerledikçe hiç duran araç olamamıştı ayaklarımızda ayakta durmaktan yorulmuştu zaten bu gün yeterince yürümüştük.
Tam vazgeçip benzinliğe yönelmiştik ki ben son kez kafamı sağa çevirince karanlıkta dörtlüleri yakmış bir Tofaş fark ettim Burak'a seslendim ve araca yaklaştık nereye gideceğimizi sordu genç sürücü. Finike'ye gideceğimizi öğrenince kendisininde Finike'ye gideceğini söyledi. Hemen atladık Şahin'e. Burak'ın ayaklarının altından şangırtılı şungurtulu şişe sesleri geldi bu saatte bu yolculuk en iyi ihtimallerden biriydi Sallana sallana vardık Finike'ye. Finike'ye ulaşınca hemen çadır yeri aramaya başladık. Geçen seneden hatırladığım bir soğuk su doldurduktan sonra Finik'e meydanına indik. Sanat Sokağı'nda bulunan küçük dükkanları gözümüze kestirdik ama fazla aydınlıktı daha sakin bir yer bakınmaya başladık. Sahilde bir park fark ettik, parkta yer bakınırken Hükümet Konağı'nın alçak duvarlı bodur ağaçlarla kaplı bahçesini keşfettik ve ortalık sakinleşince, el ayak çekilince bahçeye atlayıp ağaçların altına çadırımızı kurduk.
 |
Finike Hükümet Konağı Bahçesini Ele Geçirişimiz :) |
Gece hava biraz daha serindi, gece yarısı çöp toplayan bir amcadan başkada ziyaretçimiz olmadı onuda çadırımıza ışık tutması sayesinde farkettik. Hemen yanımızdaki Sanat Sokağın'da da belediyenin umumi wcleri bulunmakta. Ha ben illegal işlere gelemem diyorsanız Finike girişinde bulunan sahil restoranların yakınına fazla yaklaşmadan( bahçelerine girerseniz cüzi bir ücret talebinde bulunuyorlar) sahilde bir ağaç altınada çadır atabilirsiniz. Geçen sene yaz turunda Müminle Finike girişinde sol tarafata kalan restoranlardan birinin bahçesine çadır atmıştık. Sahilde belediyenin duş kabinleri mevcuttu.
Merhabalar, uzun süren planlarımızın ardından bu tarz bir yazıyı görüp bloğunuzla karşılaşmak yeterince şevkimizi arttırdı. Rastgele denk gelmemize rağmen direkt ertesi gün planı yaptık diyebiliriz. Rota Denizli-Akyaka. Kampüsün orda başlamayı düşünüyoruz. Yol için önerileriniz varsa hayır demeyiz, Teşekkürler :)
YanıtlaSilBizim de ilk otostop turumuz idi. Yazıda da tecrübelerimizi belirttik ama genel olarak otostop noktalarını iyi seçin şehir içinde otostoptan kaçının, otostop çekmek için belirli saatlere bağlı kalmayın, beğenmediğiniz bir yerde kalmaktansa gece otostopu çekin derim .
SilOnun dışında zaten Akyaka'da kamp yerini biliyorsunuzdur. Ücretsiz konaklama isterseniz kamp yerinden ilerleyen kısımlarda çam ormanının içine deniz tarafına çadır atabilirsiniz bir keresinde de bisiklet turunda o bölgede denedik bir sorun yaşamadık. Ya da Azmak taraflarına da çadır atılıyormuş galiba bu bölgede merkeze yakın olursunuz en azından . İyi eğlenceler yolun tadını çıkarın.
Teşekkürler tekrardan, güzel bir deneyim yaşıyoruz şuan :)
YanıtlaSil